Siz olsanız Recep'i çıkarırmıydınız?

Bir çoğunuzun çıkarmayacağını düşünüyorum. Seviyorsunuz bu genci, umutla bekliyorsunuz. Anlaşılmayacak bir şey değil bu. Sonucun önemli olmadığı bir maçta, kulübün geleceği olarak görülen bir oyuncuyu, işler kötüleşir kötüleşmez çıkarmak akıllıca gözükmüyor.  Sahada kalması, deneyim kazanması, takıma ve oynamaya alışması, daha iyi gözüküyor.
Çok muhtemel, değişiklik için kenarda Kuyt ve Baroni'yi gördüğü anda kötü hissetmiştir. Kaldırılan tabelada numarasını göreceğini bilse dahi, umut etmiştir ''belki sahada kalırım'' diye. Ama öyle olmadı. Beklediği ve korktuğu başına geldi. Yerini abilerine bıraktı.
Bir kısmınız ise muhtemelen o dakikalarda o değişikliği desteklemiştir. Nasıl bir maç olursa olsun Fenerbahçe'nin 2-0 yenik durumda olması hoşunuza gitmemiştir. Kenarda bu durumu kim düzeltir diye baktığında gördüğü isimleri, sahada Recep'in yerine koyması gerektiğini düşünmüştür. Hocada bu kısım gibi düşündü. Maçı ve oyunu biraz toparlamak istedi. Ve Recep'in yerine deneyim ve fizik olarak daha hazır olan
Cristian'ı aldı.
Hepimiz için bir maç, Recep için çok önemli bir maç böyle bitti.  Fakat asla kötü bitmedi. Recep çok önemli deneyimler kazandı bu akşam.  Sahada kaldığı 60 dakikada girdiği bir kaç pozisyon değil bu akşamın dersi. Fenerbahçe formasının ne kadar pahalı, beklentinin ne kadar yüksek olduğuydu bu akşamın dersi. Fenerbahçe'de rahat maç diye bir şey olmadığı dersiydi.  Fenerbahçe'nin kaybetmeyi, hele ki iyi mücadele etmemeyi asla kabul edemeyeceği dersiydi.  Bu akşam biraz üzüldü Recep. Basında, sosyal medyada sürekli şişirilen egosu biraz örselendi.
Şimdi gönül kırıklığını çabucak atlatıp gerçeğe dönmeli. Ne kadar zorlu bir görevin onu beklediğini anlamalı. Ne kadar çok çalışması gerektiğini anlamalı. Sonrası kolay. Çünkü çok yetenekli.
Bu akşamki performansı ile ilgili bir kaç satır daha yazacağım sonra. Takımın performansı ile beraber değerlendirmek daha iyi olur.