Sıradanbirblog / Fenerbahçe yazıları

Feleğin tekeri / Hayat yazıları

Feleğin Tekeri / 101 İnsAN ......

Feleğin Tekeri / 101 İnsAN ......

Feleğin Tekeri / Blog hakkında

Blog Hakkında

Cumartesi, Şubat 23, 2013


Bir kaç yıldır ilgiliyim blog yazmakla. Sırasıyla, Sıradanbirblog, Blogsaati, Feleğin tekeri. Blogsaati artık yok.
Sıradanbirblog mevcut kayıtlarıyla eski adresinde ve bu blogun içinde de varlığını sürdürüyor.Feleğin tekeri, yaşasın büyüsün ve Sıradanbirblog'la beraber burada bulunsun.
Feleğin tekeri, kimse okumasa da, önce bana sonra kızıma kalsın.
Feleğin tekerinde şimdilik 3 kategori olacak.
1-Sıradanbirblog/Fenerbahçe Yazıları
2-Feleğin Tekeri/Hayat yazıları
3-100 İnsAN
100 İnsAN ile ilgili henüz bir kayıt yok.  Ancak olacak. Açıklamasınıda o zaman eklerim.
Blog benim için çok değerli. Bu yüzden blog değiştikçe bu sayfayı güncelleyeceğim.
Sevgiler.

Anadolu Efes reklamı/Senden daha güzel

Perşembe, Şubat 21, 2013


  Ergin Ataman başında olmadığı sürece, Fenerbahçe Ülker'in karşısında olmadığı sürece Anadolu Efes'i (Efes Pilsen) hep sevmişimdir. Tamer Oyguç'tan beri, Peter Naumoski'den beri severim. Türk basketboluna katkısını inkar eden çarpılır.
    Son reklam gerçekten çok özel olmuş. Şarkı güzel, orkestra güzel, sürpriz çok güzel.  İzlemek lazım, izlettirmek lazım.

Tur hayırlı olsun

    10 kişilik bir rakibe karşı 2. yarı oynadığımız oyun, bütün tadımızı kaçırmış olsa da, tur hayırlı uğurlu olsun.  Rakimiz Viktoria Plzen, bu turun sürpriz performanslarından birini göstererek Napoli'yi eledi. Karşımızda Bate'den daha formda bir rakip olacağı kesin.  Ve arka arkaya gelen iyi sonuçlara rağmen, takımımızın iyi bir durumda olduğunu söylemek zor. Trabzonspor maçındaki ekstra görüntü dışında, gol atmakta, tempoyu yükseltmekte, topu rakip alanda tutmakta güçlük çekiyoruz. Saha içinde birbirine uymayan, yada uymakta zorlanan pek çok parça var. Sezonun en kritik dönemlerinde, teknik heyetin formda olmasını dilemekten başka yapacağımız bir şey yok. Aykut hoca ve tüm ekibi, bu kaotik sezonda dikkatlerini dağıtan her şeyi bir yana bırakıp, sahanın içine odaklanmalılar. Çünkü işin özü şöyle: saha içi iyi her şey iyi, saha içi kötü her şey kötü.
   Bu akşamın özelinde de bir iki satır eklemeden duramayacağım. Mehmet Topal ve Gökhan Gönül fark yaratan oyuncularımızdı. Kuyt ve Zigler'inde bu ikiliye destek verdiğini söylemek yanlış olmaz. Kendi limitlerini iyi seviyede kullanan sadece 4 oyuncu performansı ile turu geçtik. Fenerbahçe için bu kadar önemli bir maçta daha çok oyuncumuzun kendi limitlerine ulaşması yada yaklaşması gerekirdi ki olmadı.
    Salih'i sahada görmek çok güzel. Gerçekten izlemeye doyulmuyor, ancak hala yolun çok başında.  Fiziki dayanıklılık ve ofansif insiyatif konusunda kendini geliştirmeli.  Bence daha en az bir kaç senesi var, bu çoçuğu biraz daha beklemeliyiz sevgili arkadaşlar.
   Sol kanadımız ve Webo'dan sonraki Musa Sow performansı, teknik heyetin ve Musa'nın ortaklaşa geliştirmeleri gereken önemli bir problem. Musa'nın solda harikalar yaratamayacağı sır değil, ancak şu halinden daha iyi bir hale de getirebileceğine kuşku yok. Rakip ataklarında Zigler'e yardım etmeli, sağdan gelişen ataklarda gol noktalarına sızmalı, ofansif olarak etkili olmayan sol kanadın çalışmasına, biraz daha katkı vermeli. Musa bunların hepsini ve daha fazlasını yapabilecek teknik ve fiziksel yeteneklere sahip. Var olan kadronun kapasitesi ortadayken, Musa'nın iyi kullanılmadığı bir Fenerbahçe, beklediği hedeflerin hiç birine ulaşamaz.
 


Trabzonspor-Fenerbahçe

Pazar, Şubat 17, 2013

Blogta geçen hafta yazdığım yazıdan aynen alıntılıyorum.
''Sahaya çıkıp çatır çatır oynasınlar, her şeyin nasıl düzeldiğini görürler.''
Sonunda sevgili oyuncu kardeşlerimiz yapmaları gerekeni hatırladılar. Sahada birlik beraberlik içinde  mücadele ettiler ve kendilerini Fenerbahçe'ye kadar taşıyan sportif yeteneklerini kullandılar. Sonuç, haftalardır karşıdan esen fırtına, şimdi arkadan yelkenleri şişiren rüzgar oldu.  Şimdi Sadri Şener düşünsün.
Gelelim maça.
Egemen'in çizgiden çıkardığı pozisyon goldü. Hakem çok zor bir pozisyon olduğu için karar veremedi, ve Fenerbahçe bu şansı sonuna kadar kullandı.
90 dakikalık maçın 80 dakikasında oyunun kontrolü Fenerbahçe'deydi. Mehmet Topal, Emre Belezoğlu, Cristian Baroni'li orta saha Trabzonspor'un Serkan, Colman, Olcan, Yasin, Adrian'lı orta sahasına çok ağır bastı. Emre Belezoğlu'nun tecrübesi, tekniği ve enerjisi, Türkiye liginde büyük fark yaratıyor. Rakibi ve hakemle didişmediği sürece Fenerbahçe'nin en önemli silahı Emre.
Mehmet Topal maça çok iyi hazırlanmış. Bu seviyede bir Mehmet izlememizin kadro derinliğiyle ve artan rekabetle ilgisi büyük. Umarım böyle sürer. Çünkü Türkiye'de duygusal faktörler devreye giriyor ve basının kışkırtıcılığına camiaların kırılganlığı da eklenince, avantaj dezavantaja dönüyor. Kulisler oluyor, saçmalıklar oluyor, geniş kadro yarar vereceğine zarar veriyor.  Fenerbahçe'nin bunu halletmesi lazım. İyi oyuncularda yedek kalabilir, yedek kalınca saçmalayabilir, buraya kadar tamam. Sonrası olmaz.  Oyuncu ikaz edilir, kendisine görevi hatırlatılır ve mesele kapanır.  Mehmet, Meirelles, Stoch, Topuz, Kuyt, Sow ve diğerleri, herkes yedek kalabilir. Kendine iyi bakan ve sahada katkı veren sahada kalır. Bu akşamki Mehmet Topal sahada kalmalı. Kalabilmek için bu seviyede olmalı.
Bu maç Fenerbahçe defansı içinde iyi şeyler söylemek lazım. Volkan dışında herkes çok başarılıydı. Gol yemediği bir maç Volkan'ı eleştirmek doğru gözükmeyebilir ama Volkan ne yazık ki bir süredir kendini yeterince oyuna veremiyor. Kaleci performansı çok önemli, Volkan eski günlerine dönmeden Fenerbahçe hedeflerine ulaşamaz. Bekir İrtegün büyümeye devam ediyor. Ulaştığı seviye gerçekten çok önemli. Hak ettiği saygıyı taraftardan görmemesi çok üzücü.
Gökhan Gönül ve Kuyt'un bu akşamki performansına ne diyebiliriz bilmiyorum. Kuyt kariyerine yakışanı yaptı ve performansını kısa sürede yükseltti. Oyuncular makina değil, düşüş yaşamaları olağan. Geri dönüş zeka ve emek ister. Kuyt'ta ikiside var. Bate maçı ve bu akşam gerçekten çok iyi iş çıkardı. Gökhan Gönül'ü de, Emre Belezoğlu gibi ayrı bir yere koyabiliriz. Gökhan kendine iyi bakıp, kafasını oyuna verirse Fenerbahçe'nin ekstra faktörlerinden biri. Sıradanlaştığında Fenerbahçe büyük güç kaybediyor. Bunu bilecek, ona göre çalışacak.
Takımın geliştirmesi gereken en önemli yanı hücum. Herkesin çok beğendiği Sow bence bir kaç maçtır beklenenin altında. Fenerbahçe'nin devre arası revize edilen oyununa adaptasyonunu hızla yükseltmeli. Bireysel formunuda yükseltmeli. Fenerbahçe forvetinin en atlet, en güçlü oyuncusu olarak Sow'un performansı, sezonun en kritik faktörlerinden biri.
Son olarak duran toplarda etkisizliğimizin sürdüğünü ve kısa bir süre içinde teknik heyetimizin birinci önceliğinin bu olması gerektiğini yeniden vurgulamak istiyorum. Artan temposuyla Fenerbahçe bir çok korner kullanıyor. Bunun puan olarak dönüşü olmalı.

Ortalıkta kalmak...

Cumartesi, Şubat 16, 2013

''Olan umudumuzla kalakalırız ortalıkta
 Bizim bu insanca üzgünlüğümüz dillere destan''

Cemal Süreyya

Maradona kendi şarkısını söylüyor

Çarşamba, Şubat 13, 2013

Günahlarıyla, sevablarıyla sıradan bir insan, olağan üstü bir yıldızdı. Bu şarkıdan niye bu kadar etkilendiğimi bilmiyorum. İnsan bazen kendini bile çözemiyor.
Çok büyük bir oyuncuydu. Sahada Messi kadar etkiliydi,  -şu anda Messi'ye çok büyük bir iltifatta bulundum- ve çok daha fazla yakışıyordu top ona.  Asla pes etmezdi. Çamur yapar, çirkef yapar, sonuna kadar savaşırdı. Videoyu muhakkak izleyin.
Oley, oley, oley, Diego, Diego....

Yaygın Aykut Kocaman eleştirilerine bakış ve kişisel Aykut Kocaman eleştirileri

Pazartesi, Şubat 11, 2013

Futbol bilgisine, Fenerbahçeliliğine çok güvendiğim pek çok arkadaşım hocayı eleştiriyor. Ve tanımadığım pek çok Fenarbahçeli de. Eleştiri dozu kopmuş gitmiş. Aslında bu öyle çok kötü bir şey değil. Futbol çok komplike bir oyun, sınırsız seçenekler ve senaryolar üretilir. Böyle bir işte eleştiri ve farklı görüş çok olağan.
Olağan olmayan şey, hocayı eleştirenlerin kendi görüşlerine matematiksel bir kesinlikle inanmaları. Bu tavır, en mantıklı eleştiri ile beraber olsa bile, çok komik duruyor.
Hocanın en çok eleştirildiği noktolara bakalım.

  1. Cristian Baroni torpilli...
  2. Kuyt ne zaman yedek kalıcak, oda torpilli...
  3. Stoch'u harcadı...
  4. Krasiç'i oynatmıyor, neden transfer etti...
  5. Hasan Ali niye kadro dışı...
  6. Zigler'in Hasan Ali'den ne fazlası var...
  7. Sow'u golden uzak oynatıyor...
  8. Takımı 4+4+2 niye oynatmıyor...
  9. Mehmet Topuz bu takımda niye oynamıyor...
  10. Salih niye oynamıyor...
  11. Mehmet Topal niye oynuyor...
  12. Mehmet Topal niye oynamıyor...
Hepsine bir yazı çıkar ama ben tembel bir adamım. Ayrıca başka işlerimde var. Benim görüşlerim biraz daha tenha.  Sadece kalabalık olduğunuz için kendinizi haklı görmemenizi tekrar öneririm.  Ayrıca mesele hayat meyat meselesi değil. Hepimiz daha iyi bir takım istiyoruz.
  1. Cristian Baroni torpilli değil. Daum zamanında sakat olmadığı her maç ilk 11 de yeri garantiydi. Aykut Kocaman döneminde çok daha fazla kenarda bekliyor. Son derece iyi bir oyuncu, ancak bu sezon kendinden beklenen rolü taktiksel olarak kavrayabilmiş değil.
  2. Kuyt, Mehmet Topuz kendisinden daha formda olduğu zaman yedek kalacak. Son maçlarda formsuz olsa dahi, teknik özellikleri ve oyun bilgisi ile takıma katkı yapma olasılığı en yüksek oyuncularımızdan.
  3. Stoch çok özel yetenekleri olan bir oyuncu. Ve takımda benzer özellikleri olan başka bir alternatifide yok, ancak bu sezon kendine verilen bütün şansları çok kötü kullandı. Oynadığı maçlar resmen 10 kişi oynadık. Fenerbahçe rehabilitasyon yeri değil. 
  4. Krasiç'i oynatmak istedi ve şans tanıdı, ancak bu oyuncu eski günlerinin çok gerisinde.  Transferi eleştirmek yersiz, tabi ki hoca daha iyi bir performansla karşılaşacağını düşünüyordu.
  5. Hasan Ali sağlık kurulunun raporuna göre maça çıkmaya devam etseydi muhtemelen sakatlanacaktı. Pek çok antremanda -sağlık kurulu raporlarına göre - kendisine izin verildi
  6. Zigler'in Hasan Ali'den çok fazlası yok, ikisi de değerli oyuncular.
  7. Webo geldikten sonra Sow solda ve biraz daha ceza sahasının dışında oynuyor. Ancak son 2 maç takımın en etkili oyuncularındandı. Stoperlerden kurtulunca daha etkili bir Sow izliyoruz. Üstelik Webo baskı altında daha etkili gibi gözüktü son 2 maç.
  8. 4+4+2 niye oynamıyoruz. Var olan oyunculardan çıkan en optimal takımın bu olduğunu düşünüyor hoca. Futbol konusuda detaylı kafa patlatan herkesten farklı fikirler çıkabilir. 
  9. Mehmet Topuz önceki sezonlarda hocanın sürekli şans verdiği bir oyuncuydu, kadro derinleştikçe, bazı değerli oyuncuların oturması normal
  10. Salih herkesin beklediğinden fazla dakika buldu bu sezon, ,kritik haftalarda daha deneyimli ve hazır olan oyuncuların oynaması normal.
  11. Mehmet Topal ile ilgili popüler eleştirilerin bile kafası karışık, ancak Emre transferi ile beraber daha az şans bulacak gibi duruyor.
Bu blogta ve Twittter'da hocayı genelde savundum. Hatta Twitter'dan beni izleyen biri, hocanın akrabası olduğumu düşündü. Sonrada unfollow etti. :)  Aslında her hocaya ve her takıma eleştiri getirilebilir. Futbolda pratik bir mükemmeliğe ulaşmak bence mümkün değildir. Ancak çok büyük bir kitle koro halinde aynı eleştirileri sıralayınca, dikkatiniz hocaya değil o kitleye dönüyor. Neyse, o tarz eleştirileri yukarıda en kısa şekilde değerlendirdim. 
Yazının ikinci bölümü kişisel eleştirilerim.
  1. Emre Belezoğlu Fenerbahçe'de korner atmaz. Kornerleri daha etkili kullananlar var.
  2. Son iki maçta yaklaşık 25 korner kullandık. Gol bulamayabiliriz ama karambol bile yaratamadık. Sezon başından beri kornerlerdeki tek aksiyonumuz, ön direkte Gökhan Gönül'ü bulmak. Kornerlerimiz çeşitlendirilmeli.
  3. Bu sezon defanstan hiçbir oyuncu -Gökhan Gönül hariç- anlamlı bir şekilde skora katkı yapmıyor. Takım ve sezon planlaması açısından önemli bir eksik.
  4. 18 kişilik kadroyu kurarken son 10 dakikada sahaya ekstra bir yetenek sunabilecek oyuncular kulübede olmalı. Stoch son 10 dakika için önemli bir koz olabilir.
  5. Orta alanın ortasına sezon boyunca gerektiğinden fazla transfer yapıldı. Transferi teknik heyet değil, Tweeter'daki eyilimler yönetmiş gibi duruyor.
  6. Kuyt, Sow, Webo çok kıymetli oyuncular ancak benzer özellikleri var. Topu ayağına aldığında oyuna başka bir zeka katıcak ofansif bir opsiyonumuz yok.
  7. Üzerinde çok durulsa da takım özellikle deplasmanlarda az koşuyor. Ön alanda pres ve topsuz oyun çok zayıf.
  8. Cristian Baroni oynatıldığı pozisyonu oynamak hakkında taktiksel olarak bilgisiz. Topu ayağına almak istiyor, koşarak boş alanda almalı. Orada Stoch veya Caner daha faydalı olabilir.
  9. Hocanın basın toplantılarında verdiği düşük enerjili kaderci mesajlar, Fenerbahçe'nin teknik adamına yakışmıyor. Taraftarı yönetmek, yönlendirmek, birleştirmek o kadar zor değil.  Geçen sezon verilen destek takımı tembelleştirdi, her zaman ve her şartta koşulsuz destek olmaz. Sahaya çıkıp çatır çatır oynasınlar, her şeyin nasıl düzeldiğini görürler.  Hoca bunu biliyor olsa da, yoruldu ve şu anda takımı kendi kalitesinin altında yönetiyor.
Şimdilik bunlar. Bu kadar uzun yazıyı gerçekten okuduysanız teşekkür ederim..
Sevgiler...




Gençliğimi özlüyorum,yalan yok

Cumartesi, Şubat 09, 2013

Herkes daha güzel, yada daha yakışıklı olmak ister. Benim içinde geçerli bu. Gençliğimi özlüyorum, yalan yok.  Ancak geçen yılların verdiği doygunlukta başka güzel. Kendi dikkatini kendinden kurtarmak, etrafındaki canları daha iyi görmek, anlamak. Yaşamın bu bel ağrılı istasyonu da böyle bir şey.
.
Bu tenha blogun yolunu kaybetmiş okuyucuları ve gelecekte okumasını beklediğim kızım için 2 video ekleyeceğim bu kayıta. Charles Aznavour söylüyor: Emmenez-moi. 2 videoda da aynı şarkı var.  Birincisi çok eski bir kayıt ancak benim için değerli olanı bu. İkinci kayıt ise şarkıyı beğenip daha güzel dinlemek isteyenler için.

Peki nedir birinci kayıtın olayı, ilk paragraftaki beylik laflarla ne ilgisi var?
Şudur:
Bu çirkin  küçük adamın, sahnede şarkısını söylerken ihtişamlı bir kartal gibi kabarmasını görmek ve anlamak önemli olan. Bütün hücreleri ile bütün ruhu ile şarkısını söylerken ulaştığı olağan üstü performansın altındaki büyük ruhu görmek. Tanıdığım ve diğerlerinden daha akıllı bulduğum onlarca insan, -ben dahil, kendimi de tanırım biraz- böyle bir tipi olsaydı, değil  şarkı söylemek, insan önüne çıkmazdı. Her kalabalığı kullanırdı gizlenmek için.
Ömrümün bu yıllarında bir şeyi böylesine kendimden geçerek yapabilmek isterdim. Daha genç ve güzel görünmekten daha fazla bir şey bu.
Bu izlemek ve dinlemek için.

Buda dinlemek isterseniz...   Hoş bu kayıt da pek iyi değil...

Gelmiş ve okumuş olanlara teşekkürler. Sevgiler...

Gözünü seveyim Google. Bir kardeşimiz şarkınız türkçe sözlerini de girmiş. Merak eden olursa okusun.

ağırlık ve sıkıntı ile belim bükülmüşken,
gemiler yanaşıyor rıhtıma, meyve yüklü

dünyanın sonundan geliyorlar
serseri fikirler taşıyarak,
mavi göğe yansıyan seraplarında
bilinmeyen ülkelerin ve
herkesin çıplak olduğu plajlarıyla sonsuz yazların
acı kokusunu getirerek

ben ömrüm boyunca
kuzey göğünden başka gök görmedim
kıyıdan bu griliği (melankoliyi)
yıkamak temizlemek isterdim

beni dünyanın sonuna götürün
hayal ülkelerine götürün beni, harikalar diyarına
bana öyle geliyor ki acıya
güneşin altında daha kolay katlanılır

barlarda, gün karardığında,
denizci adamlarla kızlardan
ve aşktan bahsederken,
elimizde kadehlerle

algımı kaybederim
düşüncem aniden beni yerimden eder
ve sonra geri bırakır
muhteşem bir yaz sahilinde görürüm aşkı
ve dokunurum önümde deli gibi koşan aşka
ve hayalimin boynuna sarılırım

barlar kapanıp denizci adamlar
gemilerine döndüklerinde
ben rıhtımda devam ederim
sabaha kadar rüya görmeye

beni dünyanın sonuna götürün
hayal ülkelerine götürün beni, harikalar diyarına
bana öyle geliyor ki acıya
güneşin altında daha kolay katlanılır

güzel bir gün, çatırdayan bir takayla
coque au pont’dan* çıkmak için
çalışırdım kömür madeninde

beni yaşamaktan başka hiçbir şeyin önemli
olmadığı,
aylak kızların insanı titreyen kalbinden büyülediği
ve çiçekten kolyelerle sarhoş ettiği
çocukluk rüyalarıma, uzak adalara
götüren yolu seçerek

kaçıp gideceğim
geçmişimi geride bırakarak, hafif,
yanımda yüküm olmadan,
kalbim özgür ve
bağıra bağıra şarkı söyleyerek…

beni dünyanın sonuna götürün
hayal ülkelerine götürün beni, harikalar diyarına
bana öyle geliyor ki acıya
güneşin altında daha kolay katlanılır

beni dünyanın sonuna götürün
hayal ülkelerine götürün beni, harikalar diyarına
bana öyle geliyor ki acıya
güneşin altında daha kolay katlanılır…

Eşitlik adalet anlamına gelmez

Perşembe, Şubat 07, 2013

 İnsanlığın binlerce yılda ulaştığı medeniyetin içinde yaşıyoruz. Adalet kalsın, eşitlikten de yoksunuz.

Herkes aynı hayatta

Çarşamba, Şubat 06, 2013

Herkesten daha özel biri olmak isterdim. Daha kıymetli biri. İnsanca bir arzu bu, zararsız ve masum. Nafile olan, buna inananlar var. Kendini farklı ve özel bulanlar, öyle kalmaya çalışanlar var. Onlar için çok kısa bir kelamım var.
Hiç bir bok değilsiniz.
Herkes aynı hayatta.


Fenerbahçe camiasının psikoloji ile imtihanı

Pazartesi, Şubat 04, 2013


  • Meirelles, Chelsea'de sahada basmadık yer bırakmıyordu, burada yürüyor, .....
  • Kuyt çok formsuz, Kuyt penaltı atamaz. .....
  • Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Caner Erkin, Bekir İrtegün, topçu değil....
  • Yobo gibi vasat bir oyuncuyu aldık....
  • Volkan sakat oynuyor, ....
  • Aykut Kocaman burayı Ankaraspor'mu zannettin....
  • Hakem penaltımızı vermedi....
  • Oyuncular ruhsuz....
  • Falan, filan...
Sürekli ve saatlerce bunları konuşuyoruz. Her şeye böyle en kestirme yollardan ulaşmaya çalışan ve aslında bir boktan anlamayan çok büyük bir kitle var. Gazetelerin çoğunu onlar alıyor, televizyonları onlar seyrediyor. Tirajları ve reytingleri onlar belirliyor. Takımımı değil, ülkemi yönetenleri onlar seçiyor. Büyük, anlayışsız, hoyrat bir sürü.  Dinlemez, düşünmez, yargılar. Gerçek bu.
Ve fakat, tek tek hepsi harika insanlar. Sevdikleri var, evlatları var, anaları, babaları var. Hayalleri var.İşte açmaz bu. Her şey çok karışık. Benim zavallı aklım çok aciz. Sadece futbol ve yukarıdaki yargılar üzerinden kısa kısa bakalım.  Zira bu mesele ile ilgili genel bir yazı yazmaya çalışmak beni çok aşar.
  • Meirelles her maç takımın en çok koşan oyuncusu. Bu tarz analizlere değer veren olmadığından bu bilgiler çok ortalıkta yok. Ancak çok muhtemel ligin en tempolu 3 oyuncusundan biri.
  • Kuyt sezonun şu ana kadar en formda oyuncusu,  11 gol 8 asist ile takıma en çok katkı veren oyuncu.
  • Mehmet Topal, Caner Erkin, Bekir İrtegün milli oyuncular.  Mehmet Topuz sakat olmadığı zaman forma rekabetinde çok önemli oyunculara üstünlük sağlamış tecrübeli bir oyuncu.
  • Yobo, Nijerya milli takımının kaptanı ve ülkesinin milli formayı en çok giyen oyuncusu
  • Aykut Kocaman Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra, yerine gelen teknik adamlar onun ulaştığı bazı rakkamlarla kıyaslanıcaklar. Klüp tarihinin en kötü döneminde kupa kazanmış bir teknik adamdır.
  • Volkan sağlık ekibi müsade ettiği için sahadadır.
  • Hakemler her zaman hata yapar, buna rağmen kazananlar şampiyon olur.
  • Oyuncular profesyoneldir, çok büyük rakamlar kazanırlar.
Aşağıdaki ifadelerimden, Raul, Dirk,Volkan, diğerleri yada Aykut hocayı savunma derdinde değilim. Onları ve diğerleri sığ eleştirilerden korumak isterdim. Yapıcı ve derinlikli eleştirilerle karşılaşmalarını isterdim. Eleştirlerin niteliğine kimmi karar verecek. Herkes kendi kararını verecek, başka yolu yok. Ve her şey eski usül devam edecek.
Videoyu mutlaka izleyin. Sevgiler.... 
Bu blogtaki özgün içerik herkese açıktır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Popular Posts